BDSM’de kısıtlanma, davranışlarını kontrol edememe, esareti kabul etme, temel olarak bir tercih unsuru gibi görülse de risk ve stres faktörleri daima bulunur. Özellikle ilk kez deneyimlenecek olan sahneler ve ilk kez deneyimleyecek olanlar için risk biraz daha yüksek ve farklıdır.
Tamamen BDSM’in bir parçası olarak görmediğimiz, kinbaku / shibari gibi deneyimler, doğası gereği kısıtlayıcıdır ve acılı olabilir. Bu, sahneyi paylaşanların müzakere ile belirleyebilecekleri senaryolar kapsamındadır. Pozisyonlama, duruş, dönme, kıvrılma ve bükülme gibi bağlayan kişinin yani rope top veya rigger’ın kontrolünde olan, bedenin alacağı pozisyonları belirleme ve pratikler, tamamen -öncesinde- kararlaştırılmış olmalıdır.
Suspension veya yer bağlamalarında kullanılacak, kısıtlamaya dahil edilen çevresel faktörler, oyuncaklar (bir kelepçe veya kilit kullanılacaksa sadece kelepçenin anahtarının var olduğundan emin olmanız yeterli değildir. O anahtarın o kelepçeyi açtığından da emin olmalısınız) veya nesneler risk ve tehlikeyi arttırır. Partnerler birbirine ne kadar güvenirse güvensin, bottom daima bir stres denklemi içindedir.
Yaşamla ilgili tüm pratikler ve deneyimlerin öznel olduğu gerçeği burada da değişmez. Olaylar; kişilerin verdikleri, yükledikleri anlamlarla ilgilidir. Birisi için tehlikeli olan diğeri için kontrol edilebilecek bir şey olabilir, birisi için stresli olan bir diğeri için olmayabilir. Bu öznel ve biriciklik her durum ve durumla ilintili kişiler için geçerlidir. Kişilerin olayları yorumlama biçimleri, stres ve tehlike gibi unsurları belirler. Onları stresli veya tehlikeli sınıfına koyarak tasnif eder ve bunu oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştirir.
R.Lazarus’a göre stres, “birinin gözündeki çevrenin talepleri, o kişinin olanaklarını aştığı zaman” ortaya çıkar. Bu tarafından yaklaşırsak bir sahne öncesinde top, tüm riskleri ölümcül dürüstlükle aktarmalı ve bottom’ın kabul etmesine yönelik telkinlerde bulunmamalıdır. (https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3110961/)
“Bak ben şu kadar tecrübeliyim, şu kadar kişiyi bağladım, şöyle iyiyim, böyle ustayım” söylemleriyle onay almaya çalışmak, sizi “rıza ihlali” ne götüren “rıza inşasının” sınırlarında dolaştığınız anlamına gelir (bilinçli veya bilinçsiz).
BDSM’de kimi pratikler SSC gibi yönergelerle yürütülemediği için “tehlike/risk farkındalığının” iki taraf içinde belirlenmesi gerekir, ki bu RACK dediğimiz framework’ü oluşturur. Shibari gibi tehlikeli sınıfına giren pratikler bu kapsamda değerlendirilir.
Tehlikenin doğası da oldukça özneldir. Tek başına olaylar değil, onların anlamları önemlidir. Olaylar tehlikeli olarak görüldükleri zaman, stres tepkisi tetiklenir. Stres ise, kavrayışlarla ilgili bir davranışın, “değer biçme” nin bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Kişi (bu durumda bottom veya top) bir durumu tehlikeli olarak tanımladığı anda, stres tepkisi de düzensiz bir şekilde değişecektir. Her durumda olabildiğince güvenli, tüm riskleri düşünmeye çalışarak stres faktörünü ortadan kaldırmak ve before care ile bunu pekiştirmek en iyi yöntem olacaktır.